Okumayan Çocuk Kalmasın!

Masmavi bir gökyüzü, göz alabildiğine beyazlık, pırıl pırıl ama ısıtmayan bir güneş, uçsuz bucaksız çöl; insanda boşluk, ıssızlık, alabildiğine doğallık hissiyatını uyandırıyor. Çobanı olmayan at ve deve sürüleri, önünde koçbaşı kösemeni arkasında çobanı küçükbaş sürüleri, insanlar, akbabalar, kartallar… Moğolistan’da tabiat içinde yaşanan müthiş bir hayat mücadelesi.

30 Kilometreden Gelen Gerçek Kahramanlar

Bayannur’a 30 kilometre uzaktaki Cakajan Köyü’nde yaşayan Alp ve ağabeyi Bozkağan, okul yoluna pazar öğleden önce çıkıyorlar.  2. sınıfta okuyan Alp, amcasının yanında okula devam ediyor. Bozkağan ise 7. sınıfta olduğu için bir yıldır okul yatakhanesinde değil de öğrenci yurdunda kalıyor. Bozkağan ailenin en büyüğü ve on günden fazla süren kış tatilinde 150 adet keçi, 68 koyun, 5 inek ve 12 ata bakıyor. Anlattığına göre yılkı atlarının nerede olduğunu bilmesi yeterli; ancak diğer hayvanların peşini sabahtan akşama kadar bırakmaması gerekiyor.

On kişilik sınıfta kardeş sayısı 4’ü geçmiyor. Okul günlerinin dışında çobanlık yapıyorlar. Sabah 8’de çıkıp akşam 19’da dönüyorlar. Gündüzleri -13, -15 civarındaki olumsuz hava koşullarına rağmen onlar yanlarına tuzlu çay, kurutulmuş peynir biraz da ekmek alarak hiç tereddüt etmeden yola çıkıyorlar. Tabii ki deve yününden ve keçi derisinden başlıkları, yak yününden çorapları, kaşmirden (keçi kılı) içlikleri soğuktan koruyor. Ama yine de tombul yanaklar soğuktan al al oluyor, öksürük ve boğazdaki şişlikler ise hiç eksik olmuyor.

Çocukları için Ger’lerini Okul Yanına Taşıyan Aileler

Bayan-Ölgi ’de oturanların çoğu Kazak Müslümanları, şehrin tamamı Altay Dağları’nın yamacında ve Hovd Nehri boyunca yapılan iki katlı evlerden oluşuyor. Ancak etrafında kümelenen bir o kadar da çadır-ger ev bulunuyor. Bozkırda ne kadar doğal görünüyorlarsa burada o kadar yapay görünen çadırlar Bayan-Ölgi’nin eteğine yapışmış gibi duruyor. Ancak bunlardan bazıları yüksek idealler için kopup gelmişler uzak diyarlardaki köylerinden. Çocuklarının eğitimi için hayvanlarını satıp şehrin yamacına yerleşmişler.

Aynı avlu içinde birbirleri ile akrabalıkları olan 4-5 çadır içinden, altı kişilik ailede 3 öğrenci var. Çadırın bir köşesinde öğrencilerin kitapları, çantaları ve elbiseleri duruyor. İlk gelenler için burası müzelerdeki maket ev gibi ama öyle değil. Kimin nerede duracağı, nereye yöneleceği, nerede oturabileceği ya da oturamayacağı belli. Baba Bahit çocuklarının sabah 8’de şorbalarını içip (burada çorbaya şorba deniliyor), kurutulmuş peynirlerin yiyerek okula çıktıklarını anlatıyor. Erken saatlerde hava daha -23 derecede iken 10 dakikada okulda oldukları için çok memnun. En büyük korkusu onları büyüdüklerinde Ulanbatur’da nasıl okutacağı. Çadır da olsa ger’lerini oraya kadar taşımaları mümkün gözükmüyor. Ulanbatur’da akrabaları da olmadığı için şimdilik tek çözüm okul yatakhaneleri ya da 3-4 arkadaşın kaldığı kiralık odalar. Anne bunların ikisine de soğuk bakıyor. Ama elinden şimdilik bir şey gelmiyor.

Her okulun yanında bir yatakhane

Ulanbatur, Khowda, Bayan-Ölgi, Bayan-Nur, Sağsak, Nalayh… Başkente yakın olsun uzak olsun bu yerlerin tamamında, diğer okullardan farklı olarak bir yatakhane var. Yatakhaneler öğrenci yurtlarına benziyor ama bir odanın içinde 3-4 öğrenci kalıyor. Kaldıkları bu odada pişirip yiyorlar, uyku, ders çalışma hepsi bu odanın içinde. Sadece banyo ve tuvalet dışarıda, onların da dışarıda olması soğuk havalarda özellikle akşamları büyük problem.

Moğolistan’da okul öncesi eğitimin zorunlu ama bozkır şartlarında komşu çocukları bile okula gelmekte zorlanıyor. Okulda Moğolca 3. sınıfta başlıyor. Hayata alıştırma ve kendine çekidüzen verme ayrı bir ders.

Anne babasının yanında kalanlar devlet kurumu olan yatakhanelerde kalanlara göre daha başarılı. Şartlar iyi olmadığı için yatakhanede kalan çocuklarda devamsızlık ciddi problem. Bir yatakhanede 160 civarında çocuk kalıyor. Yemekhane ayrı ama çocukların çoğu evlerinden getirdikleri kurutulmuş et, peynir ve patates, soğandan yaptıkları yemekleri yiyorlar. Ayrıca çocuğun yatağını, sandığını, eşyalarını annesi getirip yerleştiriyor. Bazı yerlerde yıllık 100 dolar civarında ücret alınsa da burası tamamen ücretsiz.

1500 km uzakta bir odada 4 öğrenci

Sınırsızlığı ifade eden bozkırdan bir gencin, dayanılmaz soğukta çobanlığı bırakarak, metropole gelip 2-3 metrekare daireye 4-5 arkadaşıyla yerleşmesi o kadar normal ki. Ulanbatur’un Khoroo 3, 31 numaralı binada 36 daire var. Her dairede 4 oda. Her bir oda bir öğrenci grubu için yıllık 400-500 dolara kiraya veriliyor. Öğrenciler aylık 35 dolar civarında kira veriyor. Yani en iyi ihtimalle bu binada 400 üniversiteli genç ya da çalışmak için köyünden kopup gelmiş insan yaşıyor.

Bu fotoğrafa sadece bir yerden baktığınızda ortalama 19-20 çocuğa bir tuvalet düşüyor. Makarna, un, kavrulmuş et, patates, soğan ve tabi ki tereyağ odaya girişte soldaki duvara dayalı mutfak görevi verilen küçük rafa dizilmişler. Rafın yanı başında elektrikle ısınan bir tencere ve çaydanlık. Öğrencilerden biri tıp, diğeri hemşirelik, birinci sınıfa başlayanı ise öğretmenli okuyor. Bozkır genci sessizliği ve çalışkanlığı ile biliniyor. İdeallerinde Japonya ya da Kore’ye gidip mastır yapmayı hedefliyorlar. Türkiye ise onlar için Kaf Dağı’nın ardındaki hayaller ülkesi.

Kısa Kısa Moğolistan’da Eğitim

Moğolistan’da yaklaşık 35.000 öğrenci yatakhanelerde kalıyor.

Okul çağına gelen çocukların aileleri yatakhaneye bırakmak istemediklerinde çadırlarını okula yakın yere taşıyorlar.

Moğolistan’da öğrencilerin %40’ı ailelerinin uzakta eğitimlerine devam ediyor. Bunlarında ancak %10 şartları iyi bir öğrenci yurdunda kalabiliyor.

Ülkenin %60’ında ancak su ve kanalizasyon altyapısı var.

Ailelerin yanından ayrılan çocukların %80’i problemli yerlerde yaşamaya çalışıyorlar. Moğolistan kilisesi de geçen yıl yayınladığı kırsaldan gelen %70 öğrencinin kiliseden uzak düşmesi de bu rakamı teyitliyor. Her iki kurum da kayıplarını telafi için yatakhane ve öğrenci yurdu yapıyor.

Normal bir okulda part-time çalışan öğretmenler dahi 90 civarında öğretmen, 500 öğrenci, 200 kapasiteli yatakhane var.

Olumsuz hava koşullarında -30 dereceyi bulan havada, eğitim alabilmek için 15 km yol gidiyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir